Hayatta
kimi zaman güzellikleri tadarak, kimi zaman hüzünle acılarla yanarak ölüme
yürüyoruz. Bu yolda bizlere sanat kurumları refakat eder.
Sevinçli
anımızda resim çizer, türkü çığırır, raks eder veya şiirler söyleriz. Üzüntülü
ve elem dolu iken, kimi zaman sahil boyu yürür ağlarız suyun ritmik sesiyle;
kimi zaman nefretimizi kusar neşterle doğramak isteriz kanayan kalbimizi..
Sinirle duvara yumruk atarken elimizin acısını hissetmeksizin; davulla ritim
tutarcasına dizimize vururken; yahut, tavana gözlerimizi dikip, trajikomik
senaryolar üretirken zihnimizde; kin kusarken baskıcı zalimlere, en sevilen
besteleri kullanarak şarkılar yazarız; küfürlerimizi sanatsal hat yazılarıyla
duvarlara çizer, gülümseriz baktığı an kabına sığmayıp taşan gönülleri görüp..
Taraftarlığını
yaptığımız takım dara düşünce, kafiyeleri devreye sokup 'fedâ' edip 'vefâ'
deriz; şampiyonluk anını taşkın ırmaklar gibi kutlarken, sanat şaheseri
koreografiler çizip, sefâ ederken; hep bir sanat uğraşı içerisinde oluruz.
Mimâr
Sinân'ın huzur veren esrarengiz Selimiye Câmiî'ni, Auguste Rodin'in akla
durgunluk veren Düşünen Adam heykelini, çiniler üzerine işlenen kanlı
nakışları, Sheakspeare'in yeniden yaşama döndüren Hamlet'ini ürpererek
seyretmeyeniniz var mı?
Yakın
dönemin en büyük ressamlarından olan Dali, bilinçaltını karmaşıklığı ile
bilinen aklı ve düşünceleri nakşederken tabloya; Münir Nurettin Bey, kibar ve
hassas ruhun dinlendirildiği, coşkun ve taşkın ruhun nabzının dengelendiği
mûsikî eserlerini bestelerken; Dostoyevski sosyolojik ve psikolojik sorunları
edîbâne edâyla naklederken; Fuzûlî, ıstırap ve çile hamuruyla yoğrulmuş yanık
bağrı dile dökerken insanı anlatır..
Sanatın
her türünün hakikatin bir yönünü anlattığı apaçık.. Peki sun'î, yani yapma
anlamına gelen sanat nedir?
Sanat,
insanın hayatının ta kendisidir..
İSLAM ÇOBAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder