Gönlümün debdebesinden haberin
var mı? Senin gidişin yüzünden bu denli sallanıyor… Salıncakta sallanır gibi
gönlüm, manevralarda… Düşsem şuram buram kanayacak… Düştüm… Düştük… Yıkılan bir
düşüz… Artık soğuk bir duşuz bu dünya denen halvette…
Çıldırıyorum âdeta, giderken
ayaklarının çıkardığı ses; bir manganın marş marş yürüyüşünde bile yok.
Çıldırıyorum… Kapıyı öyle bir çarptın ki duvarlar, pencereler titredi… İçim
titremedi mi sanıyorsun… Diken diken olan tüylerim içime battı. Kirpiklerimi
sorma… Bilirsin hemen ağlarım, karalar bağlarım… Karayı da hiç sevmem yarayı
da… Yarama gelecek merhemi de sevmem, kabukları da… Mezarlıkları da sevmem,
musalla taşlarını da, tabutları da… Ama ben sanki bu durumların içindeyim.
İçindeyim diyorum duyuyor musun? Senin içinde değil, bu durumların içinde… Ve
bu durumlar senin hiçliğinde… İlgisiz alakasızsın.
Sallana sallana gidiyorsun, yıllanmış
değerlerimiz vardı bizim. Artık ters yönde ayakların ritmik bana… Ayakların…
Ayakların kopsaydı da bana kalsaydın keşke, yanımda kalsaydın… Veyahut canımı
alsaydın… Kanımı emseydin de boğazımdan; gitmeseydin… Gidişin saçmalık… Bakkala
gider gibi değil, işe güce gider gibi değil gidişin… Gidişin bizi bitirişin
oluyor.
Yemekten önce hep sen kokmayacak
mıydı mutfak? Giderken rayihanı neden burnumdan almadın ki? Ellerinin sindiği kâğıtlardaki
şiirleri neden yakıp da gitmedin ki… Ben burnumu dağıtamam, dağıtsam kan değil
canın kokar… Canım burnumda… Şiir dediğim senden; satırların da hepsi uçtu
gitti… Şimdi bu şiirler çok saçma, çok anlamsız… Şiir ve ruh… Şimdi ruhsuz
şiirler anı kaldı. Bir yakmalık canı kaldı, bu şiirlerin…
Ben seni yere göğe sığdıramazken,
sana sığındım… Sığınağımdın… Yeri gelince sağanağımdım… Islandım... Şimdi ise yağmur çamur demeden birbirimize
koşan bizden geriye kalanlar var. Geride kalanları toplasam artık bir ‘’biz’’
etmez… Şu etrafımda gördüğüm binlerce aşıklar ve maşuklar da bir ‘’biz’’ etmez…
Bu dünyaya bir ‘’biz’’ daha gelmez. Ama artık biz ‘bir’ olamıyoruz. İki ayrı
parça… Yaramparça…
Bilirsin benim kanatlarım yok;
melek de değilim bir kuş da… Bir ilham perisi de değilim, bir süpürgesi olan cadı da… Sensiz uçurumun kenarındayım… Düşmek için
değil uçmak için bana kanat değil, kalbinle dolu bir kanaat getir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder