Yazımlarını karıştırdığımız, doğru
yazılışlarını bilmeyerek yanlış yazdığımız birtakım sözcükler var. Bu yazıda,
ayrı ayrı bölümcükler biçiminde bunların birkaçına bakacağız.
Değme yerde karşınıza çıkan ve
birbirleriyle karıştırılan iki sözcükten söz edeceğim: yayın ve yayım. Yayın;
bir dergi, betik, bir televizyon yayını vb. olabilir. Yayım ise, bu tür
yayınların yayılması işidir. Demeli; bir bildiri, bir betik zaten bir yayındır,
yayınlanamaz; ancak yayımlanır. O yüzden, "Beni rahatlatacak bir
deklarasyon yayınlayın." tümcesindeki gibi bir kullanım yanlıştır. Doğrusu
"yayımlayın" olacaktır. Bu ayrım ne yazık ki pek çok yazıda yanlış
gösteriliyor.
Bilindiği gibi "ğ"nin kendinden
önceki "a"yı uzatma etkisi vardır (ağabey, dağ gibi). Bu sözcüklerden
biri de "bayağı". Bayağı sözcüğünü ele almamızın nedeni, gerek
bilerek gerek bilmeyerek çoğu kez yanlış yazılmasıdır. "Bayağı"nın
birçok anlamı vardır ama en çok iki anlamıyla kullanırız. Biri, "basit,
adi" anlamında; diğeri ise "çok, epey" anlamında. Birinci
anlamında kullanırken yazıldığı gibi söylüyoruz, ikinci anlamdakini söylerken
ise "baya" biçiminde söyleyip sondaki "a"yı uzatıyoruz.
İşte söz ettiğimiz yazım yanlışı da bu söylenişin yazıya geçirilmesinden
kaynaklanıyor. Bu, "ağabey" sözcüğünü "abi" gibi (yine
"a"yı uzatarak) söyleyip yazmamızla aynı nen (şey). İlgili okurların
usuna çarçabuk, pekiyi > peki örneği gelecek. Söylemeliyiz ki, sürev içinde
bu sözcüklerin yazımı değişebilir, o derin ve ayrıntılı bir konudur. Biz şu an
için kılavuzları kaynak tutmak durumundayız.
Yaş" sözcüğünün 1. tekil kişiye göre
çekimlenmesi konusuna geçmek istiyorum (Burada, her yıl aldığımız yaş anlamında
kullanıyoruz). Açıklamaktansa örnek üzerinden gitmek daha yararlı olacak.
"İlk kez altı yaşında bisiklete bindim" tümcesindeki yaygın kullanım
yanlıştır. Özne birinci tekil olduğu için iyelik eki de birinci tekil kişi
iyelik eki olmalı. Dolayısıyla "yaşımda" olması gerekiyor. TDK'ye
bununla ilgili bir soru yöneltmiştik. Bize Köktürk Yazıtları'nı örnek
göstererek bir yanıt verdiler, o bölümü aktaralım: "...Nitekim Köktürk
Yazıtları'nda Bilge Kağan Anıtı doğu yüzünde 'Eki otuz yaşıma Tabgaç tapa
süledim (Yirmi iki yaşımda Çin'e doğru sefer ettim)' örneğinde de 'yaşımdayım'
şekliyle karşılaşmaktayız."
Bunların dışında bir de "o"
adılının kullanımı konusu var.
"O" adılının, kimileyin, tümce içinde bir kişinin adını tutma
göreviyle kullanırken büyük harfle yazıldığını, üstelik kesme imiyle
ayrıldığını görüyoruz. Oysaki "o" adılı kural olarak hiçbir zaman
büyük harfle yazılıp, kesme imiyle ayrılmaz. Tümcelerimizde bir tek
"Allah, Tanrı, Çalap" adının yerini tutan "o" adılları
büyük yazılır ve kesme imiyle ayrılır. Bu, kural olarak kılavuzda yer almaz
ancak yazıda Tanrı'ya olan saygının göstergesi olarak, özellikle Kur'an
çevirilerinde, gelenekleşmiştir.
Tüm bunlar karmaşık konular gibi gözükse
de biraz ilgi ile güçlüklerin kolaylığa dönüştüğü görülür. Doğrusu, bir kere
sözcükleri araştırma tutkusunu duyumsadığınızda bundan kolayca kurtulamazsınız.
Sözcükleri umursamanız dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder