13 Eylül 2014 Cumartesi

ASKERİ YÖNETİM GELENEĞİNDEN SİVİL YÖNETİM GELENEĞİNE TÜRK SİYASET GELENEĞİ-SALİH SÖZCÜ





Dün,12 Eylüldü. Türkiye için önemli bir dönüm noktasının,bir askeri darbenin yıl dönümüydü. 12 Eylül,başta gençler olmak üzere Türkiye’ye çok şey kaybettirdi. Bir nesil adeta çöpe atıldı.

Ama benim burada bahsetmek istediğim bu değil. Zaten bu konu hakkında yapılmış birçok çalışma,yazılmış birçok yazı var. Bu konuda en son olarak yerel bir gazete olan Batı Antalya gazetesinde Halil Kaya’nın yazısını okudum.

Ben biraz daha geriye hatta çok geriye gideceğim. Türkler,tarihlerinin başından beri darbelere askeri olaylara alışık bir millettir. Hatta bu topraklarda insanlarla beraber darbelere alışmış birçok darbeye şahit olmuştur.

Bilinen Türk tarihi askeri darbeyle başlamış oluyordu.Bilinen en eski hükümdarlarından en önemli kahramanlarından Mete Han, babası Teoman’a darbe yapmış, onu tahttan indirmiş ve öldürmüştür. Bu çok önemli bir dönüm noktası olmuş, Türkler adeta Çin’in üzerine karabulut gibi çökmüştür. İslamiyet öncesi hakkında fazla bilgimiz olmadığı için bize kaynakların ulaştırdığı kadarıyla en önemli ve başarılı askeri darbe olarak bunu görüyoruz.

İslamiyet sonrasında yapılan darbeler ve darbe teşebbüsleri hakkında kaynakların artması dolayısıyla daha çok bilgi sahibi olma şansımız var. Bunların en önemlilerinden birisi Büyük Selçuklular döneminde olan İbrahim Yınal ayaklanması. Bilmeyenler için kısa bir şekilde İbrahim Yınal'dan bahsedeyim. İbrahim Yınal, Tuğrul Beyle anne bir baba ayrı kardeşler. Aynı zamanda Selçukluların en değerli komutanlarından birisi. Batıda Gürcülere karşı faaliyetlerde bulundu. Fakat üç kere darbe teşebbüsünde bulundu. İkisinde Tuğrul Bey tarafından affedildi,sonuncusunda yay kirişiyle boğularak öldürüldü.


Selçuklu tarihinde dahada ilginç olan bir darbe girişimiyse bir kadına, Terken Hatun’a isnad edilen darbedir. Terken Hatun ise Sultan Melikşah’ın eşidir. Birlikte şehri kuşatmak için Bağdat’a gitmişler, on gün Bağdat'ta kalmışlardır. Fakat Sultan Melikşah, dokuzuncu gün yediği etten zehirlenerek ölmüş, diğer kaynaklar açıkça söylemesede Urfalı Mateos’a göre Terken Hatun beş yaşındaki oğlu Mahmud’u tahta geçirmek için Melikşah’ı yani kocasını zehirlemiştir.. Her ne kadar böyle bir idda ve isnad olsa da, muhakkak Terken Hatun'un bu işe kalkışmayacağı aşikardır.


Şimdi coğrafyamızı değiştiriyoruz ve Orta Asya’dan Mısır’a gidiyoruz. Türk tarihinde sadece erkekler değil, aynı zamanda bir kadın da darbeyle tahta geçmiştir. Eyyübiler'in son dönemindeki karışıklıkta memlükler yani askerler tarafından öldürülen son Eyyübi hükümdarı Turan Şah'tan sonra yine memlükler tarafından tahta çıkarılan Şecerüddür isimli bir kadın. Bu kadında askerler gibi Türk kökenlidir. Bu darbenin en önemli tarafı, ne daha öncede ne o devirde ne batıda nede doğuda hiçbir kadın tahta geçmiş değildi. Bu, İslam dünyası için alışık olunmayan bir durumdu ve çok büyük bir tepki toplamıştı. Bu tepkinin en net örneği, tarihçi Makrizi tarafından rivayet edilen Halifenin mektubuydu. Mektupta halife, ‘’ orada erkek kalmadıysa ben buradan erkek göndereyim’’ diye çok ağır bir tepki gösterilmişti. Bunun üzerine Şecerüddür yine Türk kökenli bir komutan olan Aybek et-Türkmani ile evlenmişti. Şecerüddür’ün saltanatı sadece 90 gün sürmüştü. Aybek ise Memlük devletini teşkil etmişti.


Türk tarihinin en uzun hüküm süren devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti dahi daha kurulmadan aile içinde kan dökülmesine bir darbeye şahit olmuştu. Neşri’ye göre, Osman Gazi amcası Dündar Beyle aşiretin başına kimin geçeceği konusunda birbirlerine zıt düşmüşler, Osman Gazi amcasını okla vurarak öldürmüş ve aşiretin başına geçmişti. Daha devlet kurulmadan aile içinde ilk kanda dökülmüş oluyordu.

600 yıllık Osmanlı tarihi içerisinde 36 padişahtan 12 tanesi isyan veya darbelerle tahtını kaybetmiş, kaybetmekle kalmayıp Genç Osman gibi çok feci bir şekilde canından olan padişahlar olmuş,V. Murat gibi akıl sağlığı yerinde olmayan şehzadeler tahta geçmiştir.

Hatta öyleki Fatih’e bile askeri isyan olmuştu! Fatihten sonra hemen hemen her padişah ya bir darbe yada askeri bir isyania karşılaşmıştır. Osmanlı tarihinde başarıya ulaşan darbeler olduğu gibi başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerde olmuştur.

İlk isyan olması dolayısıyla Buçuktepe İsyanı önemlidir. Fatih’e karşı yapılmış ve asker istediğini elde etmiştir. İlk başarılı darbe girişimi Yavuz Sultan Selim’in babası II. Bayezid’e karşı yaptığı girişimdir. Başarılı bir operasyonla tahtı ele geçirmiş, sekiz sene tahtta kalmıştır.


Son iki darbe girişimide etkili olmuştur. Bunlardan birisi, 30 Mayıs 1876 darbesiyle Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi, diğeri Babıali baskınıyla Kamil Paşa hükümetinin düşürülüp İttihat Terakkinin yönetime gelmesidir.

Pek bilinmeyen başarısız bir teşebbüs ise Kuleli Vakası diye bilinen 1859 yılında Sultan Abdülmecid’e karşı yapılan darbe girişimidir. Bu teşebbüste askerle beraber ilmiye sınıfıda vardı. Yakalanan müteşebbisler cezalandırılmıştı.

Aslında bu konu üzerinde daha bir çok şey yazılıp çizilebilir konuşulabilir. Fakat bunların hepsini sığdırmak mümkün olmayacağı için kısaca sizleri sıkmadan sizleri bilgiye çok boğmadan belli başlı etkili etkisiz birçok darbeden söz etmek istedim. Umarım zevk alarak okumuşsunuzdur.

Son söz olarak ; Günümüze gelindiğinde, artık son on yılda askerin kendi işiyle uğraşması siyasetin askerin işi olmadığı vurgulanmış ve askerin siyasete müdahil olması başarılı bir şekilde engellenmiş, Türk siyaset geleneğinde radikal bir şekilde askeri yönetim sistemi yerini sivil yönetime bırakmıştır.




Mutlu haftasonları dilerim. Diğer yazılarda buluşmak dileğiyle.


Salih SÖZCÜ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder