27 Şubat 2015 Cuma

Ümit Zeynep Kayabaş Gün Bitti Kitabı Hakkında

''Gün Bitti'', Ümit Zeynep Kayabaş'ın Kağıttan Evler(2010) ve Saati Geri Aldım (2012)'dan sonra üçüncü şiir kitabı. Ümit Zeynep Kayabaş şiiri için bir bütün diyebiliriz. Her kitabından sonra ikişer yıl ara veriyor olması ona bir şeyler kattığını gösteriyor. Bazı şairler var ki, iki değil 12 yıl bile bir şeyler katmıyor onlara. Tekrar, çağımızın en büyük sorunu. Aynı hayaller, aynı işleyiş. Tekrar budur! Aynı hayallerin işlenmesi sorun teşkil etmez. M.Ö. 2000 yılındaki hayalleri halen işlediğimiz konusunda aynı fikirdeyiz sanırım. Ancak aynı hayaller aynı işleyişle devam ettiği müddetçe Türkiye'de çekilen filmlerdeki durumu yaşıyoruz. Kahramanın kafasının etrafından binlerce kurşun geçiyor, ancak birisi bile kafasına isabet etmiyor! İşleyiş aynı hayalin etrafında devamlı dönüyorsa onu öldürmeniz gerekir. Buradan hareketle şunu diyebilirim ki: Hayal, şiirde bir flamingo kuşunun bir ayağı, işleyiş diğer ayağıdır. Eğer aradaki dengeyi tutturamazsanız, flamingo kuşunu (şiiri) uçuramazsınız. Ümit Zeynep Kayabaş, hayali işleyişle birleştiren birisi. ''Gün Bitti'' kitabına baktığınızda Kağıttan Evler ile başlayan yoldaki taşları, yolundan yavaş yavaş kaldırdığını görebiliriz. ''Gün Bitti'' bağıran bir kitap değil. Daha çok, yıllardır konuşmayıp biriktiren ve içindekileri sessiz sessiz anlatan bir kitap. Dinler tarihinden birçok şair yararlanmıştır, ancak bu kadar fazlasını ilk defa görüyorum diyebilirim. Kitabı elinize aldığınızda gözünüzü kapatın ve herhangi bir sayfayı açın. Mutlaka karşınıza Hz. İsa, Hz. Musa ya da Hz. Nuh çıkacaktır. Kültür tarihinden de kıvamında yararlanmayı bilmiş Ümit Zeynep Kayabaş. Kitabın en belirgin özelliklerinden biri de renklerin şiirlerde kullanımı. Birkaç örnek: ...Bardağın boş haliyiz bitirdiğimizde maviyi. (syf.24) ...İntiharın yastığı beyaz olmasaydı (syf.25) Ümit Zeynep Kayabaş ara cümleleri daha az kullanması gerekir diye düşünüyorum. Kitaba adını veren Gün Bitti şiiri ara cümlelerin saldırısına uğramış gibi. Ayrıca bazı yerlerde kafiye kullanımı çok vasat. Sanki söylenecek bir şey bulunamamış da kafiyeye sığınılmış gibi bir izlenim veriyor: Leylak kokulu özlemlerim yıkıyor mevsim duvarlarını / Ve denizin geceye kapanışı / İşte bu müzik bu tını -döndürüyor başımı / Bu yalnızlık, ömre kondurulmuş virgül -aşkın son dansı- / Tepelerde açan güllerin devrim çılgınlığı. Beş duyuya seslenebilmesi Ümit Zeynep Kayabaş için büyük bir avantaj. Bunu sürdürebilmesi dileğiyle. Savaştan kalma değil bu yara/intihardan / Yeni çıktım kaburga kemiğindeki imtihandan / Şimdi çocukken öptüğüm ellerin duasındayım. (syf. 21)

Fatih Balcıoğlu

Dil ve Edebiyat 2014 Şiir Yıllığından Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder