18 Nisan 2013 Perşembe

KIRMIZIYLA OLAN İLİŞKİM - PATRONA HOLİ (FATİH BALCIOĞLU)


Bende bir bok yedim,siz oldum.Merak edecek bir şey yok aşık oldum sayın dinleyen.Hani siz ''öyle böyle değildi'' dersiniz ya,bizimkisi öyle böyleydi işte.Farklıydı biraz yani.Suçumuz barda tanışmamızdı.O barda eğlendiği için fahişeydi,ben gününü gün eden saf delikanlı.Neydi? Adalet mülkün temelidir,öyle değil işte sayın dinleyen.''Adalet zulmün temelidir'' Bu toplum beni önce öldürüyor,sonra da göt istiyor.Hiç ölüden istenir mi?

Dediğim gibi barda tanışmıştık.Allah şahit,o günde hiç görmemiştim onu, ta ki çakmağımı isteyene kadar. Bakış o bakış,bir daha da gözümü alamadım.Kırmızı elbisesi nedeniyle adını kırmızı koymuştum.Kırmızı kelimesi sadece ondan ibaretti.Sonra uzun uzun tanıştık,deliler gibi eğlendik.O Beyoğlu benim,şu Kabataş senin,gezdik tozduk.Asıl kaba taş bana girmiş haberim olmamış.Ulan kullandığı saç boyası markasını bile sordum,şu gerizekalı kafam evli olup olmadığını sormayı hiç akıl edemedi.Gel görki ben bunu 3 ay sonra öğrendim,kolunda ufak bir kız çocuğuyla.Döndüm kendime ve dedimki: ''Acısa da öldürmez.Siktir lan nasıl öldürmez? Aylardır seviştiğim kadın evli mi? Çocuğu mu var? Bara gelirken çocuğu nereye bırakıyor?'' Kendime iki tokat attım. ''Kendine gel oğlum,kendine gel.'' Bana bu dakikadan sonra ne yapmak yakışır diye düşündüm yarım saat.İç sesler hemen devreye girdi.Soldan biri ''Çek vur Kırmızı kahpesini'' dedi.Sağdaki ise ''Bırak ne hali varsa görsün.Ne ara ne sor'' dedi.Ben sağdakini dinledim.Hiç arayıp sormadım.Kırmızı iki gün boyunca aradı,aradı,aradı.Üçüncü gün dayanamayıp açtım telefonu.Yükselen bir ses tonuyla ''Sen beni hayat kadını mı sandın ha! Senle tanıştığım gün kocama ayrılalım dedim.Senin bundan haberin var mı? Senin aşkın bu mu? Söyle bu mu!? '' dedi.Ağlamaya başladı ve lanet olsunki bir kadın ağlayınca bende ağlarım,tutamam kendimi.Neydi o zımbırtı,heh erkekler ağlamaz.2 saat boyunca onu oynadım.O sesli bir şekilde ağladı,bense sessiz sessiz telefona yansıtmadan.Sonra öğrendimki dedikleri doğruymuş.Çocuğuyla da ailesinde kalıyormuş.''Kırmızı kocasıyla yatmıyordu yani,yine yırttın piç'' diyerek içimdeki çocuğu sevinçten tekmeledim.Ben yine eskisi gibi devam ederiz diye düşünmüştüm.Ah salak kafa,vazo yere bir kere düşer.Yapıştırsan ne fayda.Ama o kadar güzeldi ki içimin yağı erirdi sayın dinleyen.Uzun siyah saçlarıyla boğulma hayalleri bile kurdum.Kırmızı ne zaman su içmek istese ''Dur ben getiririm o narin ellerin zarar görmesin'' moduna girerdim.Bir gün yine kavga ederken Kırmızı ''Beni taşıyamıyorsun'' dedi.''Vinç çağıralım'' gibi salak bir espri yaptım ve güldüm.O da gitti.Ne de olsa yarın sabah yine kahvaltı edecektik.Tabi ben öyle sanmışım.O gece rahatlıkla uyudum,ne şeytan geldi ne de o.Sabah kalktığımda olmadığını hissettim.Çünkü sol yanımda portakal suyu yoktu.Neyse dedim,gelir yarım saat sonra.O gelene kadar ben börekleri alayım dedim.Kırmızı'nın doğum günümde aldığı t-shırtıde giydim çıkarken.Yavaş yavaş börekçiye doğru ilerledim.Tam börekçinin sokağına girerken ilk apartmanın kapısına yaslanmış bir kız ve dudağında bir erkek.Hayır,hayır.Duvara yaslanmış bir Kırmızı ve diğeri de orospu çocuğu.Bir dilek hakkım olsaydı o an kör olmak isterdim.Beyninden vurulmuşsun derler ya hani,ulan ne beyni.Parmak uçlarımı hissetmedim.Sonra beni gördü ''Dur açıklayabilirim'' faslı ve bir sürü içi boş cümle.O an sırf ''açıklayabilirim'' dedi diye tokadı yapıştırasım geldi Kırmızı sürtüğüne.Kırmızı sadece sevdiğim kadından ibaret değilmiş.Neşterle kolumu yardıktan sonra anladım.

Valla şu an bir vesikalık fotoğrafımı alıp Taksim Meydanındaki tüm insanlara ''Bu kişiyi gördünüz mü?'' diyesim var sayın dinleyen.Şimdilerde yeni sevgilim var.O da yarım saat geç kaldı.Eee sizden naber sayın dinleyen? Siz anlatın ben börek almaya gidip ölüp geliyorum.Pardon hemen geliyorum...

Patrona Holi (Fatih Balcıoğlu)

1 yorum:

  1. Seneler sonra otururken birden aklıma kırmızı geldi sanki dün koymuş gibi buldum hala devam ediyomusunuz acaba?

    YanıtlaSil