28 Haziran 2013 Cuma

SIFIR NOKTASI - FURKAN ABİR




Gerçekliğini tümüyle hissettiren bir gün. Elimde bir şişe şarap, önümde bitmek tükenmek bilmeyen bir öfkeyle kayaları döven hırçın bir deniz. Kafanızın içinden geçenlere her zaman hükmedemezsiniz. Özellikle saplantı haline getirdiğiniz bir şeyi düşünmeme gayretine kapıldığınız zamanlarda...

Aşk denen olgunun zaman ve mekânın ıstırabına karşı yanıltıcı bir görev üstlendiğini kimse yadsıyamaz. Bu duygu insana tamamlanmışlık hissi verir. Aslında bir niteliği bile olmayan şeyler bize anlamlı görünür. Peki insan hiçbir zaman tamamlanamayacağını, bu duygunun sadece bizim süslü yaldızların altındaki paslı demirleri görmemizi engellediğini anladığı zaman ne olur ? Zaten bu duygunun bu kadar önemli hale gelmesi de hayatın çeşitli sorunlarına karşı bir sığınak görevi görmesinden değil midir ?

Anlama gücünüz geliştikçe her şey anlamını yitirir. Sanırım Dostoyevski " bilincin her türlüsü hastalıktır" derken bunu kastediyordu. Bu bilinç öyle bir hastalık ki biz bunu yanılsamaya sürüklemek için türlü türlü şeyler icat ediyoruz. Bu durumdan bilinçlerini çeşitli yanılsamalara hapsederek aslında her şeyi olduğundan farklı gören - süslü yaldızların altındaki paslı demirleri görmeyen - insanları suçlayamayız. Asıl suçlanacak olan bilinçlerini yanılsamaya sürüklemeyen insanlardır. Kim bir insan ömrünün aslında bir şaka kadar boş ve anlamsız olduğuna inanmak ister ki ? Daha da ötesi kim bu evrenin milyar yıllık geçmişinde ve geleceğinde önemsiz bir toz olduğunu kabul etmek ister ki ? Ancak kabul edilmemesi bunların yanlış olduğu anlamına gelmez. Aksine bu kadar açık seçik anlamlar toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul edilmek istenmiyorsa bilin ki bu anlamlar doğrudur.

Evrende bu zamana kadar yaşanan milyarlarca aşk, başarılan milyarlarca önemli iş, yaşayan milyonlarca dâhi, hepsi zamanın gücüne yenik düştüler. Evrenin işleyişi içinde sadece bir tozdular ve yok oldular. Tıpkı sizin de olacağınız gibi. Buna rağmen dünyada kendini hâlâ çok fazla önemseyen insanlar oldular, şu anda da varlar ve biz yok olduktan sonra da olacaklar. Yokluk ve boşluğu düşündüğünüz zaman dünyayla ilgili birçok yanılsamalarınız ortadan kalkar. Korkutucu ama gerçeğe yakın. Bu sıfır noktasına yaklaşmak demektir. Sadece yaşadıklarınız size bu gerçekle yüz yüze gelme imkanını verir. Şakaların sürekliliğini gördükçe her şeyin şakadan ibaret olduğunu anlarsınız. Öyleyse bizim de yapabileceğimiz tek şey kendi şakalarımızı yapıp, gülümsemektir.

Geri sayım başladı. Güçlü insanlarla sıfır noktasına bir adım daha yaklaştık.

FURKAN ABİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder