7 Mart 2015 Cumartesi

Edip Cansever ve Varoluşçuluk

Medüza

Derin, sessiz, iyi böylece
Güz, ölülerini bırakan kuşlar
Yer kalmadı acıya ülkemizde
Derin, sessiz, iyi böylece
Gün ortası alacakaranlık bakışlar.

Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz
Biz o renksiz, o yalnız, o sürgün meduzalar
Asar söylediklerimizi çeker gideriz
Ülkemiz, toprağımız, her şeyimiz
Kıyısında camların bozbulanık rakılar.

Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarla
Yüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşer
Sonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biter
Ne kadar konuşursak o kadar bir sessizlik olur
Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler.

Edip Cansever
Kaynak: Yerçekimli Karanfil - 1957

Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm, genel olarak psikolojik ve kültürel devinimlerin; bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan felsefe akımı. Erdemlilik ve bilimsel düşünce birlikteliğinin insan var oluşunu anlamlandırmak için yeterli olamayacağını ve bundan dolayı mevcut birlikteliğin gerçek değer yargıları içinde yönetilen ileri düzey bir ulam (felsefi kategori) olduğu düşünülmüştür. İnsan yaradılışını anlamlandırma kesin olarak bahsedilen bu otantik gerçeklikle mümkündür. Varoluşçuluk, 19. yüzyılın ortalarında, baskın sistematik felsefeye karşı bir tepki olarak doğmuştur. Søren Kierkegaard'ın genel olarak ilk varoluşçu filozof olduğu görüşü hâkimdir. Aynı zamanda Varoluşçuluk, İkinci Yeni'yi etkileyen en baskın akımdır.

Medüza, Varoluşçuluk felsefi anlayışı içinde, yeryüzüne âdeta atılmış olan insanın kendi benliğini kurması izleği üzerine kurulmuş bir şiirdir. Şiir, insan-evren, insan-toplum ilişkisi üzerine kurgulanmıştır. İnsana her şeyden çok değer veren, ona sınırsız özgürlük alanı tanıyan bu akımda kişinin varoluşunun farkında olması istenir. Edip Cansever, modern hayat içerisinde kişinin yeryüzündeki bunaltısını, yalnızlığını karamsar bir tablo içinde anlatır. Varoluşçuluk akımına göre kişideki iç sıkıntısının sebebi, hiçlik, saçma, bulantı ve tiksinmedir. Medüza imgesi hayata karamsar bakan, umutsuz, bunalımlı insan tipolojisini temsil eder. Kendisine ve dünyaya yabancılaşan insanoğlu, varoluşu için sürekli mücadele içerisindedir. Kişi, bu mücadeleyi kazanıp yalnızlığını ortadan kaldırmak, ülkesini ışığa kavuşturmak zorundadır. İnsanoğlu, varlığını ortaya koyduğu zaman kirlilikten, günahlardan ve Medüzalaşmaktan kurtulacaktır.

Şiire varoluşçu bakışın yapıldığı son paragraf Adıyaman Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde görevli olan Yrd.Doç.Dr. Mustafa Karabulut'tan alınmıştır. Teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder