6 Aralık 2013 Cuma

TAHRİBATLI MUAYENE (1.Bölüm) _ MUHAMMED HAN GÜL




Nâzım, amirinin kapısına tıklayıp hışımla içeri girdi. Efrail Bozok ile Nâzım göz göze gelmişti.

_ Amirim, cinayet var. Kerim Oteli’nde birisi ölü bulunmuş.

_ Hazırlanın o zaman, çıkıyoruz.

Her insan katil olabilir. Kimisi gözü döndüğünde cinayet işleyebilir, kimisi gözünü kırpmadan. Kimisi para için, kimisi makam için, kimisi intikam için, kimisi zevk için ve sıralanabilecek bir sürü neden vardır. En piskopatçası da zevk içindir. Ne büyük caniliktir öldürmekten zevk almak. Sonra, bu tip katilleri bulmak da zordur. Anca bizi uğraştırırlar anasını satayım.

_ Amirim, geldik.

Efrail Bozok’un düşünceleri bir anda dağıldı ve Efrail kendine geldi.

_ Tamam Elif.

Otelin 3.katına çıkıp olay yerine vardılar. Olay yeri inceleme ekibi çalışmalarına başlamıştı bile. Efrail Bozok cesede baktı. Sanki daha önce bu yüzü görmüş gibiydi. Lakin belleği ona yanıt vermedi.

_ Amirim, Semih Yalnız. 1 hafta önce otele yerleşmiş. 2 gündür de odasından dışarı çıkmıyormuş. Kat görevlisi durumdan şüphelenip kapıya vurmuş birkaç sefer ama cevap alamamış. Durumu otel müdürüne anlatmış. İçeri girip baktıklarında mevta yerde. Sonra da polise haber vermişler. Adama bayağı işkence etmiş abi. Bacağını kesmiş. Gözbebeklerine de şırıngayla bir sıvı enjekte etmiş. Mürekkep gibi bir şey. Otopsiden sonra daha net bir rapor olur önünüzde.

_ Gören duyan var mıymış? Konuştunuz mu kimseyle?

_ Nâzımla Elif bakıyor amirim.

_ Tamam. Kamera kayıtları varsa onları al sen. Ozan! Songül’ü de ara, şu adamı bir araştırsın.

_ Tamam amirim.

Savcı Oğuz Çolpa olay yerine geldi.

_ Hoş geldin savcım.

_ Hoş bulduk Efrail. Bir piskopat daha mı?

_ Hiç sorma savcım. O kadar ceset gördüm ki artık işlemiyor. Hayatımın bir parçası oldu, çıktı.

_ Artık bana da işlemiyor ama hayatımın da bir parçası yapmadım onu.

_ Yapmayın zaten savcım. Boşverin.

_ Neyse, benim acil bir görüşmem var. Geçerken uğrayayım, dedim. Sen rapor edersin bana.

_ Tamam savcım. Kolay gelsin.

_ Sağ ol. Size de.

Savcı olay yerinden ayrıldı. Olay yeri ekibi çalışmalarını sürdürürken Efrail ekibine:

_ Hadi siz de gidin. Yarın devam ederiz. İyi akşamlar hepinize.

_ İyi akşamlar amirim.

Arabayı park edip eve doğru ilerledi. Daha sonra zile bastı. Kapıyı ablası açtı.

_ Hoş geldin Efrail. Nasılsın ablam?

_ Hoş bulduk abla, iyiyim hamd olsun. İş güç işte, her zamanki gibi. Sen nasılsın, neler yaptın bakalım?

_ İyiyim be ablam. Bütün gün evde koşturuyorum. Değişen bir şey yok.

_ Enişte bey yok mu?

_ Daha gelmedi o. Gelir birazdan.

_ Sen napıyon lan fırlama? Hayat sana güzel anasını satayım. Ne dert var, ne tasa.

_ Bütün gün oyuncaklarıyla oynadı, dayısı. Kendine bir dünya kurmuş, oynuyor. Çocuk işte.

_ Aysu nerede? Gözükmüyor hiç. Evde yok mu?

_ Odasında, ders çalışıyor. Yarın konu anlatacakmış.

Efrail uzunca bir holden geçerek Aysu’nun odasının önüne geldi. Kapıyı usulca tıklattı. İçeriden bir ses geldi.

_ Gel. Aaa! Dayı hoş geldin. Ne ara geldin? Hiç duymadım ya. Nasılsın?

_ Yeni geldim tatlım. Hoş bulduk. İyiyim işte. İş güç derken yoruluyoruz. Sizleri görmüyordum ne zamandır. Ablam da yemeğe çağırınca gelmek farz gibi bir şey oldu. Sen napıyorsun bakalım?

_ Yarın konu anlatacağım. Ona çalışıyordum. Kütüphanede bayağı araştırma yaptım Yahudi soykırımı hakkında. Sen hakimsin bu konulara, yardımcı olursun bana artık.

_ Olurum tabi.

_ İnsanları toplama kamplarına taşımışlar. Birçok insan katledilmiş. Nazi doktorları insanlar üzerinde canice deneyler yapmış. Mesela ; bu adam bir Nazi doktoru. Üzerinde deney yaptığı birçok insan ölmüş. Yaşayanlar da sakat kalmış. Bir milyondan fazla insanın ölümünden sorumlu tutuluyormuş dayı.

Efrail Bozok , fotoğrafı ilk gördüğünden daha bir dikkatli inceliyordu şimdi. Bu adam maktül Semih Yalnız’ı anımsatıyordu. Ama emin değildi. Neticede maktül yaşlıydı. Teşhis etmek zordu. Fotoğrafı ilk gördüğü zamanki şaşkınlık kaybolmuştu yüzünden. Düşüncelere dalmaya başladı.

Ertesi sabah büroya geldiğinde bütün ekip oradaydı. Bir yandan sebilden su içerken diğer yandan Ozan’ı dinliyordu.

_ Amirim, sadece girişte kamera vardı. Ben baktım ama şüphe çeken bir şey yok.

_ Siz ne yaptınız lan, Nâzım?

_ Elifle beraber oteldekilerle konuştuk işte. Adam otele yerleştiğinden beri otelde kalanların listesini aldık. Bir durum olduğunda onlarla irtibata geçeceğiz. Şimdilik bir şey yok.

_ Sen ne yaptın Songül?

_ Amirim, Semih Yalnız hakkında hiçbir bilgi yok. Nüfusa dahi kayıtlı değil. Sahte kimlik olması çok yüksek bir ihtimal.

Efrail’in kafasındaki şüphe yok olup yerine kesinlik hakim oldu. Elindeki dosyayı masaya bıraktı. Kararlı bir şekilde konuşmaya başladı.

_ Şimdi beni dinleyin. Maktülümüz Lorenz Auer. Eski bir Nazi doktoru. Savaş suçlusu ilan edilmiş. 2. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarındaki Yahudiler üzerinde yaptığı deneylerle bilinir. Kamp tutsakları arasından kobay olarak seçtiği çocuklar ve yetişkinler üzerinde, insan vücudunun acıya ve soğuğa ne kadar dayanabileceğini anlamak için korkunç denemeler yapmış. Soğuk kış gününde, buz dolu sulara zorla sokulup bekletilen insanların, donmadan önce kaç dakika yaşayabileceklerini test etmiş. Bir Nazi subayının uçaktan paraşütle atlarken ne kadar basınca dayanabileceğini anlamak için denekleri basınç odalarına sokup ciğerleri patlayana kadar onlara basınç vermiş. Gelelim bizi ilgilendiren kısma. Bu adam, denekler üzerinde hiçbir anestezi uygulamadan cerrahi operasyonlar yürütmüş. Mesela; insanların kollarını, bacaklarını veya midelerini canlı canlı kestiği bilinmektedir. Göz renginin kalıtsal olarak değiştirilip değiştirilemeyeceğini ölçmek istemiş ve insanlar üzerinde yaptığı bu deneylerde insanların gözlerine mavi mürekkep enjekte etmiş. Bunu yapmasındaki amaç , “saf Alman ırkını” oluşturmak , gözleri mavi olmayan Almanların mavi gözlü olmasını sağlamaktı. Yaptığı bu deney başarısız olmuş, birçok insan kör olmuştur. Lorenz Auer , bir süre sahte kimlikle Avusturya’da saklanmış. Daha sonraları Güney Amerika’ya kaçtığı söylenir.

Herkes şaşırmış bir haldeydi.

_ Songül gerekli mercilere haber ver kızım. DNA testinin yapılıp kimliğinin doğrulanmasını istiyorum.

_ Tamam amirim.

_ Buna göre katilimiz intikam peşindeki bir Yahudi olabilir. Tabi olmayabilir de ama olma ihtimali daha yüksek.

_ Bir yahudinin katil olma ihtimali daha yüksektir zaten amirim. Her ne kadar zulüm görmüş olsa da mazlumlar öldü, katiller hayatta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder