21 Aralık 2013 Cumartesi

TAHRİBATLI MUAYENE (2.bölüm, Final) - MUHAMMED HAN GÜL

















- İntikamını aldım abi. O caninin gözlerindeki korkuyu gördüm. Ona önce korkuyu yaşattım, sonra acıyı ve nihayet ölme vakti gelmişti. Gözlerinin içine bakarak onun ölümünü izledim. Muhtemelen o, bunu göremedi. Gözlerine enjekte ettiğim mürekkep gözlerini kör etmiştir herhalde. İnan bana, içimdeki nefret hala geçmedi, geçmeyecek de. Ama yine de mutluyum. Bir yana 1000 tane Nazi subayını, diğer yana da Lorenz’i koysalar ve tek bir seçim hakkım olsa gider yine onu öldürürdüm abi.

- Anlat bana Shalom. En ince ayrıntısına kadar duymak istiyorum.

- Odaya girdiğimde Joseph ve Newman , Lorenz’i bağlamış başında bekliyorlardı. Gözlerindeki korku o kadar belirgindi ki işkence yapacağım aletleri ona gösterince bu belirginlik daha da arttı. İnanabiliyor musun? O cani korkusundan ağladı. Bir çocuk gibi korkmuştu. Hıncımı alabilmek, ona olan nefretimi biraz olsun dindirebilmek için ona yumruk atmaya başladım. Karnına, kalbine, ağzına, burnuna ve gözlerine. Özellikle gözlerine vurdum. Bir kez daha, bir kez daha. Hiç durmadım. Vurdum. Vurdum. Vurdum…

Shalom en ince ayrıntısına kadar anlatırken Tamar’ın gözünün önüne yaşadıkları geliyordu. Mürekkebi Lorenz’in gözüne enjekte ettiğini anlatırken, Tamar elini sağ gözüne attı. Bacağını nasıl kestiğini anlatırken de bacağının koparıldığı yere dokundu. Olanları duydukça kendisini rahatlamış hissediyordu.

Lorenz’in buraya geldiğini nasıl öğrendiğini sordu Tamar. Shalom, MOSSAD’daki bir dostunun onun Brezilya’da olduğunu söylediğini, kendisinin de onu buraya getirebilmesi için ricada bulunduğunu söyledi. Bir şekilde orada tehlikede olduğunu hissettirip buraya gelmesini sağladıklarını ve ona minnettar olduğunu belirtti.

- Joseph ve Newman soykırım mağduru değiller. Onları soykırım mağduru olarak nasıl gösterebildin?

- Devletin içinde bir sürü adamımız var. Bunu sen de biliyorsun. Joseph ve Newman’a da ailesinin Lorenz’in işkencelerine maruz kaldığını ve intikam aldıklarını söylemelerini emrettim. Lorenz’in yerini MOSSAD’dan öğrendiklerini söyleyeceklerdi. İsrail’in sadık evlatları, bizim için hapse girmeyi kabul etti. Ama ben onları ortalık durulunca oradan çıkarıp İsrail’e yollayacağım.

- Şu polis, Efrail Bozok. Benim yaptırdığıma emin olduğuna eminim. Sezgileri kuvvetli olmasına rağmen bu sefer yanılıyor.

- Zaten öyle düşünüyor ama sen bunları dert etme. Elinde delil yok. Savcı da dosyayı kapattı zaten.

Lorenz’in kimliği DNA testi ile doğrulanmış, Tamar ve Shalom Shalev’in sadık adamları Joseph ve Newman Nemesh kardeşler tutuklanmış ve cinayeti itiraf etmişlerdi. Efrail Bozok, bu cinayetin arkasında Tamar Shalev’in olduğunu düşünüyordu. Lakin elinde yeterli delil bulunmadığı için kanıtlayamıyordu. Savcıyla bu konuyu konuşan Efrail, dosyanın kapandığı, güçlü bir delil getirme koşuluyla geri açılabileceği cevabını aldı. Şimdi ise Efrail, Shalevlerin evine gelmişti. Hizmetçi onu içeriye davet etti. Yukarı çıkıp Tamar ve Shalom’a haber verdi.

Shalom abisinin yürümesine yardım etmek istediyse de Tamar yardımı geri çevirdi. Yıllarca bununla yaşamış, her işini kendisi halletmişti. Birilerinin yardımına muhtaç olmayı kendisine yediremeyen bir yapısı vardı. Soykırımdan canlı olarak kurtulduğu için kendisini gayet güçlü bir adam olarak görüyordu.

- Hoşgeldiniz. Bir sıkıntı mı vardı Efrail Bey?

- Sizlerle daha uygun bir yerde konuşabilir miyiz?

- Tabi, buyrun. Çalışma odama çıkalım.

Efrail, Tamar merdivenden çıkarken yardım etmek istedi. Tamar, buna gerek olmadığını, kendisinin yıllardır bu işi yapabildiğini ifade etti. Odaya girdiklerinde Tamar masasının başına geçip koltuğuna oturdu. Efrail ve Shalom ise masanın ön kısmının sağ ve sol tarafına kalan karşılıklı koltuklara oturdular. Efrail, Tamarla konuşmaya başladı.

- Gerçek şu ki , Lorenz’in ölüm emrini sizin verdiğinizi biliyorum. Joseph ve Newman ‘ın soykırım mağduru olmadıklarını da biliyorum. Bize gönderilen soykırım mağdurlarının listesi bir belgenin kopyasıdır. Durumdan şüphelendiğim için belgenin aslını inceledim ve 30 yıl önce düzenlenmiş olması gerekirken bu belgenin yeni düzenlendiğini fark ettim. Bunu sizin yaptırdığınızı anlamak güç olmadı. Muhtemelen Lorenz’in yerini de MOSSAD’daki dostlarınızdan öğrenmişsinizdir.

Tamar, Efrail’in cinayeti nihayete ulaştıracağını anladı ve kardeşini deşifre etmemek için cinayet emrini kendisinin verdiğini, fakat Efrail’in bunu kanıtlayamayacak durumda olduğunu anlamasını söyledi. Efrail, Shalevlerin cinayetle ilgili bilgilere vakıf olduklarını anladıktan sonra kafasındaki asıl şüpheyi gidermek için o şüphenin üstüne gitti.

- Dediğiniz doğru. Sizin Lorenz’in öldürülmesi için emir verdiğinizi kanıtlayamam. Çünkü Lorenz’in öldürülmesini siz emretmediniz. Onun yaşadığından bile haberiniz yoktu. Kimseden yardım almayacak kadar gururlu bir yapıya sahip olduğunuzu küçük bir araştırmanın sonunda öğrendim. Bunu teyit etmek için merdivende size yardım etmek istedim ama siz bana olumsuz cevap verip bana yardımcı oldunuz. Birilerinden yardım almaya o kadar kapalısınız ki MOSSAD’dan yardım istemek aklınızın ucundan bile geçmedi. Lakin kardeşinizin MOSSAD’la olan yakınlığı bilinmektedir. 1956 Süveyş Bunalımı’nda MOSSAD adına birçok operasyon düzenleyip birçok aileyi acımasızca katlettiği bilinir. Sizi çok seven, sizi bu halde her gördüğünde kahrolan kardeşiniz aynı zamanda sizin intikamınızı da alan kişidir. Öyle değil mi Bay Shalom?

Her ikisi de Efrail’in söyledikleri karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı. Shalom söylenenleri onaylar biçimde kafasını salladı. Efrail konuşmaya devam etti.

- Merak etmeyin Bay Shalev. Bunu da kanıtlayacak bir delilim yok. Gerçekten kendinizi olayda yok etmeyi çok iyi başarmışsınız. Ben sadece tahminlerim sonucunda doğan şüpheleri kafamda öldürmek istedim. Bu olayın üzerine biraz daha gitsem delillere ulaşacağımı biliyorum fakat adalet, bazen bu şekilde işlemeli, diye düşünüyorum.

- Evet. Adalet, bazen bu şekilde işlemeli.

- Adalet, bazen bu şekilde işlemeli.

- Bay Shalev! Abiniz savunmasızken Nazilerden gördüğü zulüm ve işkenceler yüzünden bu hale geldi. Peki, siz yürüttüğünüz operasyonlarda savunmasız olan insanları katlederken ne hissettiniz?

- O an için bunu hiç düşünmedim. Şimdi düşündüğümde ise savunmasız olanlara dokunmamam gerektiğini anlıyorum. Ama pek de bir şansım yoktu. Ben, bana verilen görevi yerine getirdim. Bize vaad edilen toprakları almak için çalışıyoruz. Bu toprakları ele geçirdikten sonra Ortadoğu’yu dünyanın en güzel yeri haline getireceğiz. O zamana kadar misyonum neyse onu yaparım.

- İnsanları öldürüp bu toprakları tahrib ettikten sonra dünyanın en güzel yeri haline getireceğinizi söylüyorsunuz. Ben ise ikinizi birden öldürüp dünyayı daha güzel bir yer haline getireceğim.

Efrail, bu sözleri söylerken silahının birini Tamar’ a, diğerini Shalom’a doğrulttu. Evin içindeki korumayı, hizmetçi etkisiz hale getirirken , dışarıdaki korumaları da Filistin Kurtuluş Örgütü’nden 5 mücahit sessizce etkisiz hale getirdi. Bütün bunlar yaşanırken Efrail, annesini ve babasını katleden Shalom’un gözlerinde korkuyu gördü, Tamar ’ın kafasına sıktığında ise acıyı. Sonrasındaysa onun ölümünü gerçekleştirdi tetiğe hiç gözünü kırpmadan basarak. İki el silah sesini duyan hizmetçi içeri girdi. Efrail, kendinden emin bir şekilde otururken net bir sesle şunu söyledi.

- Adalet, bazen bu şekilde işlemeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder